Jereme Sanders

Herkese merhaba!

Sadece detaylarla ilgilenenenler için hızlıca bir özet geçeyim;

• Amerika’nın (Teksas) 1. jenerasyon Parkour yapanlarındanım.
• Hareket geçmişim:
• 2003’den beri Japon dövüş sanatlarından Jujitsu,
• 2007’den beri kaya tırmanışı,
• 2012’den beri Acroyoga,
• 2015’den beri Systema yapıyorum.
• 2018’den beri dans (Contemporary, hip hop, breaking) ile ilgileniyorum.
• Bu sırada Yoga, Slackline, Pole Dans, Ninja Warrior alanlarını da deneyimledim. Hareket içeren neredeyse her şeye ilgim var denebilir.
• Eğitmenlik ve Çalışma Hayatım
• 2005-2008 yıllarında Texas Parkour organizasyonunun kurulmasına yardım ettim.
• 2008-2012 yıllarında American Parkour şirketinde eğitmen ve performansçı olarak çalıştım.
• 2012-2017 yıllarında ParkourSA şirketini kurdum ve geliştirdim.
• 2016-2019 yılları arasında ParkourDXB’de Baş Eğitmen olarak çalıştım.
• 2019 yılının Ekim ayında bu siteyi kurmak için gereken ilk adımları attım.

• Yaptığım Performanslar ve Yer Aldığım Reklamlar

Evet, detay verme işini hallettiğimize göre artık konuya dönebiliriz. Ben Jereme, dijital olarak da olsa tanıştığımıza memnun oldum. Küçüklüğümden beri hareket etmeye bayılırım. Etrafımdaki ortamı keşfetmeye bayılıyor, bir ninja olduğumu hayal ederek dövüş sanatları filmlerinden gördüğüm hareketleri taklit ediyordum. Çevremi keşfetmek, kendi kendime yaptığım meydan okumalar ve çeşitli eğlenceler(oyunlar/filmler) yoluyla çok da ideal olmayan yaşam şartlarımı görmezden gelip bu eylemleri hayatımdan uzaklaşmak için kullanıyordum. Sonunda 2003 yılında annem ve kardeşimle birlikte bol maceralı geçen bir Japon restoranı arayışı sırasında ilk dojo’mu buldum. Jujitsu eğitimime de orada başladım. Kızgın ve içe dönük bir çocuktum. Ayrıca ne yapacağımı bilemediğim bitmez tükenmez bir enerjim vardı.

Kısa bir süre sonra Ripley’s Believe It or Not müzesinde Yamakasi grubunun bir videosuna rastladım ve Parkour yolculuğum başlamış oldu. Bu disiplinleri bulup kendimi onlara adamam sayesinde yaşadığım deneyimler, tanıştığım insanlar, üstesinden geldiğim zorluklar ve aldığım dersler hem beni kötü yola düşmekten kurtardı hem de hayat amacımı şekillendirmeme yardım etti.

1. Bedenimi ve zihnimi kullanmakta ustalaşmak ve insan olarak kapasitemi ve yapabileceklerimi görebilmek istiyorum. Olabileceğim ‘ben’in en iyisini olabilmek istiyorum.
2. Bu dünyadan ayrılırken geride bıraktığım dünyanın benim bulduğum versiyonundan daha iyi olmasını istiyorum.

Bu hedefler San Antonio’daki dojo’yu bulduğum o şanslı günden beri ilkelerime rehberlik ediyor. O günden beri Amerika’da ve başka ülkelerde toplamda binlerce kişiye eğitim verdim. Tribe ekibindeyken sponsorluk alan ilk şanslı Parkour’culardan biri oldum (O sırada KSwiss freerun ayakkabısı pazarlamaya çalışıyordu). NAPC’nin ilk yarışmalarından birinde, stil kategorisi adı altında Jared Davis ile birlikte ikinciliğe yerleştik. Evsiz kaldım. Kendimi geliştirdim, ilerledim, geriledim ve daha nice şeyler yaptım ve yaşadım. Ama bana yön veren ilkelerim hiç değişmedi. Şu an bulunduğum noktadan çok memnunum. Parkour sayesinde başladığım bu yolculukta yapacağım hataları, öğreneceğim şeyleri ve insanlarla kuracağım bağlantıları heyecanla bekliyorum. Hala ilk hedeflerime bağlı ilerlemekle birlikte ayrıca Parkour’u benim onu yaşadığım şekliyle paylaşmak istiyorum; kişiyi hem hareket bazında hem insan olarak geliştirebilen çok güzel ve derin bir disiplin olarak. Bunu yaparken de öğrenmeye, bir şeyler üretmeye ve etrafımdaki insanlara yardım etmeye devam etmek istiyorum. Bu web sitesinin bütün bu hayal ve hedeflerimi gerçekleştirebilmeme vesile olacağına inanıyorum.